Emiroğlu Ailesinin Dünü Bugünü

Aileden Beyliğe Beylikten Sürgüne

Emiroğlu Ailesinin

Parçalanmış Dramından Çıkarılacak Ders

Bu yazı Akademisyen, Danışman, Uzman Yalçın Köksal DEMİR tarafından hazırlanmıştır.

Türk resmi tarih yazıcılığı 1932 yılında Türk Tarih Kurumunun kurulmasıyla başlaması, Türk tarihi açısından önemli bir dönüm noktasını oluşturur. 1932 yılına kadar tarih Osmanlı ve Selçuklu tarihinden ibaret olarak algılanır, temel olarak İslam coğrafyası esas kabul edilirdi. Ancak İslam coğrafyası içerisinde yaşayan beylikler ve devletler, çeşitli siyasal ve toplumsal korkular nedeni ile yeterince kayıtlara geçirilmemiştir. Bu nedenle Anadolu’da kurulan Türk beylik ve devletlerinin tarihi, çok zayıf belge ve bilgilerle günümüzde incelenmeye çalışılmaktadır.

Anadolu da mit haline gelmiş ve uzun yıllar Osmanlı Devleti ile mücadele etmiş olan birkaç Türk devletinin ismi kısıtlı olarak ta olsa kaynaklara konu olurken, daha uzak coğrafyada önemli başarıları bulunan beylikler göz ardı edilmeye çalışılmıştır. Osmanlı devletinde Türkmen ailelerin devlet sisteminde yer almasını önlemek ve Türkmen ailelerin devletleşme çabalarını örtmek amacıyla oluşturulan sistemler başarıya ulaşmış, devlet kurmuş aileler genellikle gayri Türk coğrafyaların Türk ve Müslümanlaştırılması için o coğrafyalara sürülmüşlerdir. Özellikle son yılarda yapılan kök araştırmaları sonucunda Balkan Türklerinin büyük çoğunluğunun Karaman, Sivas, Amasya, Giresun gibi Osmanlı öncesi ve çağdaşı büyük Türk devlet ve beyliklerinin merkezinden oldukları görülmektedir. (Balkan Araştırmaları) Postmodern dönem olarak tabir edilen yaşadığımız çağda, küreselleşme ve modern dönemin geri plana ittiği değerlerin gün yüzüne çıkarılması çalışmaları ile kök araştırmaları hız kazanmış.(Politik Paronaya- Küreselleşme) Ben kimim? Nerden geldik? Aşiretim nerede? Bu devlet kimin? Soruları sorulmaya başlanmıştır. Özellikle toplumsal yaşamda sivil toplum derneklerinin etkinliği, aşiretsel yapıların gücü, bireyselleşmeden yeninden toplumculuğa dönüşün ibareleri olarak ortaya çıkmaktadır.

 

Emiroğlu ailesinin buluşma/birleşme çalışmaları olarak ortaya çıkan www.emirogullariailesi.com öz verili çalışmaları ile Dr. Dt. Ali Osman Emiroğlu ve Emk. Bankacı Zekeriya Emiroğlunun ortaya koyduğu kök araştırmaları neticesinde bu alanda çalışmış akademisyen ve araştırmacıların Emiroğlu Beyliği ile ilgili bulgu, belge ve değerlendirmelerin toplanması ile oluşturulmuştur. Emiroğlu ailesinin amacı popüler olan Postmodern etkinin direktifliğinden çok, tarihi bir acının ortak paydaları olarak yaşayan bireyleri modern teknolojinin yardımıyla tanıştırma, buluşma, bilinçlenme amacı ile ortaya çıkmıştır. Bazı etnik, dini, aşireti yapıların amacı gibi ne tarihten intikam almak nede günümüze muhalif olmak amacı taşımaktadır. Amaç saha araştırmaları sonucu ortaya çıkan yaklaşık on milyon km² alana yayılmış ve büyük çoğunluğu Türkiye coğrafyasında yaşayan Emiroğlu ailesi üyelerini mümkün olduğu kadar bir platformda toplamak ve tanışmak amacı taşımaktadır. Amaç ne tarihi travma yaratmak nede seçilmiş travma(Vamık Volkan, Politik Psikoloji) oluşturmaktır. Akademik çalışmaların bir elde toplanmasını, tarihinden kopmuş bireylerin, Postmodern etkinin sahipsiz birey algılamasını engellemek, Emiroğlu ailesine mensup bireylere Türk tarihinin bütün olduğunu, siyasal etkilerden uzak bir şekilde anlatarak Emiroğlu ailesinin Türk ulusu içerisinde bir bütün olduğunu açıklaya bilmek amaçlanmıştır.

 

Çalışmada başlığın Aileden Beyliğe Beylikten Sürgüne (Emiroğlu Ailesinin Parçalanış Dramından Çıkarılacak Ders) olarak seçilmesi, siyasi etkiden uzak gerçekleri öz bir anlatımla ortaya konulmaya çalışıldığın kanıtı olarak değerlendirilmelidir. Ayrıca çalışmanın akademik bir kaygı ile kaleme alınmadığını belirtmek isterim. Çalışma, yalın kaynak dizini veya tarihi bulguların alt alta konularak yapılan belge çalışmasından ziyade günümüz bakış açısı ile tarihi değerlendirmelere ve bireyin toplumsal yapı içerinde ki değerler sıralamasını, kendini toplum içerisinde tanıtma amacını irdelemek amacı taşımaktadır. Sürgün, dram gibi intikam duygularını kabarta bilecek kelimelerin bir arada kullanılması, mutluluk ve rahatlığın insani değerler olduğu gibi sürgün ve dramında bir değer olduğu anlayışına sahip bireyler olarak insan yaşamında mutluluk ve rahatın yanı sıra acılarında var olduğunu, acıların da mutluluk ve rahatlık getire bileceğini anlata bilmektir.