Anadolu Selçukluları Ve Emiroğulları

Emiroğulları Tarihi

Anadolu Selçukluları Ve Emiroğulları Tarihi

Anadolu Selçuklularına bağlı olarak, 1095-1175 tarihleri arasında bölgeye Danişmendliler egemen olmuşlardı. Danişmend, Emirgazi Danişmend Taylı Bey tarafından kurulan bir beyliktir. Sivas, Tokat, Amasya dolaylarında egemen olmuştur. İlk yerleşim yeri Niksardır. Ünye, Fatsa, Aybastı ve Mesudiyeyi ele geçirmiştir. Sivas’ın başkent olduğu 1142-1171 yılları arasında Mesudiye ve Aybastı yöresi Danişmendlilere bağlanmıştır.

 

Doğu Karadeniz’in batısı ve Ordu ili topraklarında yaşayan halkın Oğuz boyları ile karşılaştıktan sonra zamanla bu bölgede İslamiyet’in yayıldığı belirtilmektedir.

Bu dönemde Ordu sahillerine, Sivas-Niksar-Karakuş(Akkuş)-Ünye yolları ile ya da Sivas-Reşadiye-Aybastı-Fatsa yolları ile iniliyordu. Sivas-Koyulhisar-Mesudiye-Gölköy-Ulubey-Vona yolu da kullanılıyordu. Bu yollar üzerinde bir çok kale, sığınak, köprü kalıntılarına rastlamak mümkündür.

Ordu tarihine bakıldığında, Eskipazarın coğrafi konumu nedeniyle Sivastan gelen kervanların konaklama yeri olmaya başladığı, bu hareketliliğin zaman içinde Bayramlı adı ile bir kasabanın doğmasına neden olduğu görülmektedir. Buna göre, Rumların egemenliğinin Fatsa, Bolaman, Yason, Vona gibi sahil yerleşim birimlerinde söz konusu olduğu anlaşılmaktadır.

 

Anadolu Selçuklu Devletinin 1308 yılında Kösedağ savaşında Moğollara yenilmesinden sonra İlhanlılara bağımlı duruma gelmesi üzerine, Ordu toprakları bir süre için İlhanlılara bağımlı olarak Trabzon Rum Devleti&nin sınırları içinde kalmış, 1332 yılında Venedik ve Cenevizlilerin Karadeniz Sahil kentlerine ticari amaç ile yerleşmeleri üzerine, Trabzon Rum Devleti bu sahil kentlerinin terk etmek zorunda kalmıştır.

 

Bundan sonra Oğuz boylarından olan Hacı Emiroğulları Beyliği 1344-1461 yılları arasında bölgede egemen olmuştur. Bir yüzyılı aşan bu süre içinde, Hacı Emiroğulları beyi Süleyman beyin 12.000 kişilik orduyla Mesudiyeden Ordu sahillerine indiği, buradan Giresun üzerine yürüyerek Giresunu fethettiği bilinmektedir. Bundan sonra Ordu ve Giresun Türklerin eline geçmiştir.

 

1398 yılında Yıldırım Beyazıt, Hacı Emir Beyliği’nin bağlı olduğu Sivas’taki Kadı Burhanettin Devleti’ni Osmanlı Devleti’ne bağlayınca, Sivas, Tokat, Mesudiye, Reşadiye ve Giresun yaylarının da Osmanlı Devleti’ne dahil olmuş olduğu görülmektedir. Hacı Emir Beyliği Fatih’in Doğu Karadeniz’e gelmesine kadar varlığını sürdürmüştür.

 

XV. Yüzyıl ortalarına ait bir Tahrir Defterine dayalı olarak yapılan saptamalarda, bugünkü Eskipazar ve çevresinden Bölük-ü Niyabet-i Ordu bi ism-i Alevî olarak söz edildiği, daha sonra Kaza-i Bayramlı, nefs-i Ordu nam-ı diğer Alevî adının kullanıldığı, daha sonra da Nahiye-i Bayramlu nam-ı diğer Ordu adını aldığı görülmektedir.

Bu isim değişikliklerinin 1455-1613 yılları arsında olduğu anlaşılmaktadır. 1455-1613 yılları arasında, 1455-1485, 1520, 1547 ve 1613 yıllarına ait beş Tahrir Defterine göre Bayramlu’nun hane sayısı sırası ile 216, 195, 303, 440, 293’tür. Ordu ilinin bugünlere gelen idari yapısının oluşumu XIX. yüzyıl başlarında başlamıştır. 1805 yılında, Şebinkarahisar Sancağının Erzurum’dan alınarak, Ordu’nun Hapsamana(Gölköy) ve bucak kasabaları ile birlikte Trabzon’a bağlandığı görülmektedir. Mesudiye ve Aybastı Erzurum Eyaletine bağlı Şarki Karahisar Livasına, Fatsa ve Ünye’de Canik (Samsun) Livasına bağlı idiler.

 

Ordu’nun kaza olarak Trabzon Vilayetine bağlanması 1871 yılında gerçekleşmiştir. Bu yılda, Vona(Perşembe), Bolaman, Aybastı, Habsamana(Gölköy) ve Ulubey nahiyeleri Ordu kazasına bağlanarak kaza teşkilatı oluşturulmuştur. Ordu’nun öncelikle Bayramlu adı ile bugünkü Eskipazar toprakları üzerinde kurulduğu, daha sonra bugünkü Ordu’nun Kotyora tarafında Bucak adı altında başka bir yerleşim biriminin oluştuğu bilinmektedir. XVIII. Yüzyılda, Bayramlı adının yerini giderek Ordu’ya bıraktığı görülmektedir. Nitekim 1728 yılındaki bir vakıf kaydında, Bayramlı kasabasındaki caminin adı Ordu Camiidir. Aynı yıllardaki bir fermanda, Ordu Kadısından söz edilmektedir.

 

Bayramlı kasabasının giderek küçülmesi ve önemini yitirmesi, bunun yerine Bucak adı ile anılan yerleşim biriminin giderek gelişmesi ve kasaba haline gelmesi XVII ve XVIII. Yüzyıllarda olmuştur. Bayramlının Civil Deresi kıyılarında kurulmuş olması ve burasının bataklık olması nedeniyle, sivrisineklere bağlı hastalıklar dolayısıyla oturulamaz duruma gelmesinin bu gelişmelere neden olduğu belirtilmektedir.

 

Bucak’tan Keçiköyü’ne doğru genişleyen yerleşim birimi, Kirazlimanı, Selimiye, Taşbaşı, Düz Mahalleye doğru yayılmıştır. Bu gelişme ve büyüme Bucak adı ile olmuştur. Deniz kenarında bir Pazar yeri dahi vardır. Ancak, Ordu adının da halk arasında yaşatıldığı anlaşılmaktadır. Nitekim; Bucak adı, 1869 yılında yerini resmen Ordu adına bırakmıştır.

XIX. Yüzyılda Osmanlı Devleti’nde de idari bölünme, Vilayet, Sancak, Kaza ve Nahiye şeklinde olup, tüm XI. Yüzyıl boyunca ve 1920 yılına kadar Ordu’nun Trabzon Vilayeti’nin merkez sancağına bağlı kaza durumunda kaldığı gözlenmektedir.

 

1883 yılında Ordu’nun önemli bir yangın geçirdiğini, kentin bugünkü düzgün sayılabilecek cadde ve sokaklarının bu yangından sonra oluştuğunu, Civil Irmağı taraflarındaki bataklıklar dolayısıyla halkın yazın sivrisineklerden korunmak için Çambaşı’na göç ettiğini, Rum ve Ermenilerin de genellikle Boztepe’ye çekildiklerini, kentin etrafının mısır tarlaları ve fındık bahçeleri ile çevrili olduğunu belirtmek yanlış olmayacaktır.

Ordu, buraya kadar yapılan açıklamalarla ortaya konulmaya çalışılan idari ve sosyal yapısı ile Cumhuriyet dönemine girmiştir.

Adem ÇELİK