03 Eyl Emiroğlu Tabyası Ve Ardahan Savaşı 1877
XIX. yüzyılda Osmanlı-Rus Savaşları nedeni ile askeri savunma amaçlı tabyalar yapılmıştır. Bu tabyalar daha çok yöredeki önemli geçit yerlerinde, vadilerde, boğazlarda ve sınırlarda bulunmaktadır. Özellikle Ruslara karşı stratejik bir konumu olan Ardahan’da Ramazan, Emiroğlu, Singer, Kaz, Kaya, Ahali, Düz ve Mihrap tabyaları yapılmıştır. Bunların çoğu zamanla önemini yitirmiş ve yıkılmıştır. İçlerinden Ramazan Tabyası diğerlerine göre iyi bir durumda günümüze gelebilmiştir.
Ramazan Tabyası (Merkez)
Ardahan’ın 5 km. kuzeyinde bulunan Ramazan Tabyası 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı’ndan önce yapılmış ve savaş sırasında da önemli bir rol oynamıştır. Ramazan Tabyası 2.500 m. yüksekliğinde bir tepenin üzerinde yer almaktadır. U şeklinde bir planı olan bu tabya yöreyi üç yönden gözetleme olanağına sahiptir.
Moloz taştan yapılmış olan tabyanın içerisi yuvarlak tonozlarla örtülmüş ve sıvanmıştır. Çevresinde yer altı kışlaları ve toprak siperler bulunmaktadır.
Emiroğlu Tabyası Ve Ardahan Savaşı 1877
1855 1856 seferlerinde, nemli bir başarı sağlayamayan Ruslar, 24 Nisan 1877 de, yeniden bu bölgeye saldırdılar. 24 Nisan 1877 de Rus Kuvvetleri, Türk Rus sınırını geçtiler. Rusların kuvveti: 57 P. Taburu, 13 Süvari Alayı, 18 Sahra Bataryası ve 7 koşulu batarya idi. 28 Nisan da, Kurudere ye ulaştılar. Ahmet Muhtar Paşa, Kars Kalesini savunmak üzere, 21 Tabur bırakarak, geriye kalan 9 P. Taburu, 2 Süvari Alayı ve 1 Batarya ile Soğanlıdağ yönünde çekildi. 30 Nisan Gecesi, bu dağda mevzi aldı.
2 Mayıs ta, Ruslar Zaim de toplandılar. Bu sırada Ardahan müstahkem mevziinde, HASAN SABRİ PAŞA komutasında, yarısı modern 90 Top, 2 Nizam, 9 Redif Taburu, 1 Süvari Tugayı, 3 Sahra Bataryası ve 1500 milis vardı. 16 Mayıs sabahı, şafakla birlikte Ruslar saldırdılar. EMİROĞLU TABYASI nı ele geçirdiler. Ertesi gün, Rus saldırısı devam etti. 16-17 Mayıs Gecesi, 2 Nizam Taburu, Süvari Tugayı ve Sahra Topları, Batum yolundan çekildi.
Ermeniler, bu haberi Ruslara iletince, Rus saldırısı daha da arttı ve 17 Mayıs ta, Ardahan ve tabyaları düştü. Bu savaşta Türkler 2000 kişi, Ruslar 500 kişi kaybettiler. Toplar ve 1000 Türk eri, esir edilmişti. Kaynaklar, Ardahan harekâtında, her iki taraf kumanda heyetlerinin de, yetersi hareketlerinin görüldüğünü belirtmektedirler. 93 Harbinde, Kars ilinin, en çok Rus kıyımına uğrayan bölgesi, Ardahan Sancağı olmuştur.
Çıldır, Posof ve Göle ilçelerini, birer nahiye olarak içine alan Ardahan Kazasının merkezi, 17 Mayıs 1877 günü, Emiroğlu Tabyası düşünce, Çarlık Rusya’sının eline geçmiştir. Bu sırada, üç gün boyunca; kasabada eli silah tutup, savaşa katılan ve göze gelen Türkler kırıldı. Evleri yağmalandı. Köprüden Kur’a dökülenler, boğulanların dışında, İngiliz Elçiliğinin, o zaman aldığı habere göre, kasaba sakinlerinden 800 kişide, kurşuna dizilip, çukurlara gömülmüştür.
Ekim 1878 de Kars’ı alan Ruslar, Erzurum yoluyla Orta Anadolu ya ulaşmak için, harekata devam ettiler. Nihayet, önce Ayastafanos (Yeşilköy), arkasından Berlin Anlaşmaları yapıldı ama Kars, Ardahan, Batum sancakları ve dört ilçe Çarlığa bırakılmak zorunda kalınıldı.
Böylece Ruslar, tarihi emellerini gerçekleştirmiş, yani Doğu Anadolu ‘ya girmiş bulunuyorlardı. Bu yörede, Rus hakimiyetinden sonra üç yıl içinde, 82.000 Türk, Anadolu’nun çeşitli şehirlerine göç etmiştir.
Bugün, Türkiye ‘nin, hemen her il ve ilçesinde, çok sayıda Karslı bulunmasının sebebi bu göçlerdir.
Artar zari bülbül artar figanı
Düşman yurdu alıp eller cananı
Bozulmuş yuvalar hep mara kalmış
Hazan yeli esmiş, gül hara kalmış.
Rusların, Sarıkamış Harekatı sırasında, Ardanuç üzerinden gelen bir resmi çetemiz, 29 Aralık 1914 de, Ardahan’a girdi ise de, Sarıkamış ta 3.Ordumuz, donarak şehit olduğundan, bu çetemizde, 4 Ocak 1915 de, sessizce geri çekildi.
Birinci Dünya Savaşı sonlarında, 17 Mart 1917 de Rusya ‘da patlak veren ihtilal Çarlık Rejimini devirdi. LENİN ve arkadaşları, ülkenin yönetimini ele geçirdiler. Yeni bir düzen kurmayı amaçlayan, yeni yönetim; Rusya’yı bir an önce savaştan çıkarmak istiyordu.
Bu amaçla Polonya’nın BREST-LİTOWSK kasabasında toplanan Barış Konferansına, Osmanlı Devleti temsilcileri de katıldı.
3 Mart 1918 de imzalanan bu anlaşmaya göre Osmanlı Devleti ile Rusya’nın doğu sınırını, o bölgede yapılacak oylamada; Halk hangi tarafın hakimiyetini isterse, o tarafa geçecekti.
Yapılan oylamada, halkın çoğunluğu Türk tarafını istediğinden, Ardahan, Batum ve Kars, 40 yıllık bir ayrılıktan sonra, tekrar Osmanlı Devleti’ne katıldı.
Rus Kafkas Ordusu, Doğu illerimizi boşaltırken, özellikle Ermeniler bu bölgede, Türk-İslam nüfusunu yok etmek için, büyük kıyımlar yaptılar.
Osmanlı İmparatorluğu Paris Barış Konferansına verdiği muhtırada, doğuda, Ermeniler tarafından öldürülen Türk sayısının 1.000.000 un üzerinde olduğunu, RESMEN BİLDİRMEKTEDİR. Bu rakam, vahşetin, ne boyutlarda olduğunu kanıtlar kanısındayız.
Yine o dönem de Taşnak Ermenilerinin, Göle üzerinden Ardahan’ı baskına gelecekleri haberi alınınca, Hançioğlu Celal Bey idaresindeki yerli çetelerimiz, Ardahan’ın içini, Ermenilerden temizleyerek, Göle’den gelen baskını da püskürtüler.
Ordumuz 3 Nisan 1918 de imzalanan Mondros Mütarekesi koşulları gereğince, Doğuda 1914 sınırına çekilmek zorunda kaldı.
Ardahan, Kars ve Batum boşaltıldı. Böylece, bu üç sancağımız, tekrar kaderine terk edildi. Halk bu çöküş ve felakete çözümler arıyordu.
9’ncu Ordu geri çekilirken, Türk ve Müslüman Halk, kendilerini korumak ve savunmak üzere, 9. Ordu Komutanı Yakup Şevki Paşanın da yardımıyla, hemen teşkilatlandılar.
Batum’dan Nahçıvan ‘a kadar uzanan bu bölgelerde yer yer milli şuralar kurdular. Ruslardan, Ermenilerden kalma silahlarla, milis kuvvetleri oluşturdular. Kurulan bu şuraların en önemlisi, Kars’ta çalışmaya başlayan, Güneybatı Kafkasya Cumhuriyeti ile Nahçıvan Milli Şurasıydı.
Mili Şuralar, 9. Ordu, 1914 sınırına çekildikten sonra, Ermenilere karşı koydular. Bu çarpışmalar; Ermenilere karşı, Milli Şuraların bir mücadelesi olduğu kadar, Doğu Cephesi ni örten ve koruyan, bir nevi oylama muharebeleri idi.
Şimdiki Ardahan Devlet Hastanesine bitişik büyük binada, Nemşioğlu Rasim Bey başkanlığında yapılan toplantıda, Geçici Kars Hükümetine bağlanmak ve silahlanıp düşmana karşı koymak kararı alındı.
Ermeniler, Şubat 1920 de, Çıldır ve Akbaba Bölgesinde, büyük öldürme ve taşkın zulümlere giriştiği sırada Gürcülerde, Ahıska‘dan ilerleyerek, Şavşat ve Ardanuç u işgal ettiler.
13 Nisan 1920 de, Güneybatı Kafkasya Geçici Hükümeti, İngilizler tarafından ortadan kaldırıldı. Kars, Ermenilere teslim edildi. Hükümet üyeleri Malta ‘ya sürüldü. Gürcü kuvvetleri, Ermenilere kaptırmamak için, daha önce hareket edip, Ardahan’ı işgal ettiler. Değişik kaynaklarda belirtildiğine göre, Gürcü baskınları, Ermeniler kadar vahşi ve kıyıcı olmamıştır.
Bölgenin Düşmandan Kurtarılması:
İki delege ile Erzurum Kongresi ne katılan Ardahan, Artvin, Batum Türkleri nin kurtarılma dilekleri, 7 Ağustos 1919 da Erzurum, 11 Eylül 1919 Sivas Kongresi beyannamelerinde yer aldı. İngilizlerin Batum’u terk ederken, Ardahan’ı Gürcü’lerin işgaline terk etmesi, ATATÜRK tarafından, protesto edildi.
Mondros Mütarekesi gereğince, Doğu Cephesindeki Türk Kuvvetleri geri çekilirken, 2 Nisan 1919 da, 9. Ordu kaldırılmış ve yerine Mirliva Kazım Karabekir Paşa komutasında, 15. Kolordu kurulmuştur. Yeni kurulan kolordunun ilk nemli başarısı, Ermeni güçlerini ikiye bölerek, büyük yenilgiye uğratması ve 31 Ekim 1920 saat : 12.30 da Kars ı almasıdır. Kolorduya bağlı, 3. 9. 11. Kafkas Tümeni ve 12 Tümen ile birlikte, 15. Kolordu ya direk bağlı birliklerin sürekli başarıları ve bölgede hakimiyetlerinin yanı sıra, 11 Ocak 1921 de, İnnü Zaferi, yeni Türkiye nin, itibarını arttırmıştı.
Doğu Cephesi Komutanlığı, o dönem Rus-Gürcü silahlı anlaşmazlığından yararlanarak, Ardahan, Artvin üzerine hareket etmek, yeni oluşan Türk-Rus işbirliği göz önüne alarak, Batum ve dolaylarının işgal işini, Ruslarla anlaşmak üzere, uygun bir zamana bırakmak niyetindeydi.
Genelkurmaydan da, bu doğrultuda bir emir geldi. Ardahan ve Artvin sancaklarına, 22 Şubat 1921 de, taarruza geçilecek şekilde tertip alındı. Türkiye Büyük Millet Meclisi ( TBMM )’nce, Gürcü elçiliğine, 21 Şubat 1921 de verilen notada;
Ardahan ve Artvin Sancaklarının Türkiye’ye bırakılması ve Batum hakkında da, sonradan genel oya başvurulması, bu teklif kabul edilmediği takdirde, silah kuvveti kullanılacağı bildirildi.
18 saat içinde, olumlu cevap geldi. 23 Şubat 1921 Saat: 04.23 de Harbiye Vekili Fevzi Çakmak Paşa ya gelen haber, saat: 6.30 da Şark Ordusu Komutanı Kazım Karabekir Paşaya ulaştı.
Ardahan ve Artvin, Artık TÜRK’lerindi.
Yararlanılan Kaynaklar:
- Doğu Cephesi Genelkurmay Başk. Yayını.
- Tarihte Türk-Rus ilişkileri Genelkurmay Başk. Yayını.
- Kars ilk dönem Milletvekilleri anıları.
- Ardahan Tarihi Komisyon tarafından hazırlanmış broşür.
- Türk Kültürü Dergisi Kuzey Doğu Anadolu sınırları sayısı.
- Türk Kültürü Dergisi Kara Kuvvetleri Komutanlığı özel sayısı.
- Ardahan Rehberi 23 Şubat Turizm Derneği yayını.
- Türk Kültürü dergisi 130, 131, 132. sayıları.
- Türkiye Tarihi T. Yılmaz Öztuna.
- İslam Ansiklopedisi
- Meydan Larousse Ansiklopedisi.