Prof. Dr. Faruk sümer, trabzon bölgesi çepnileri hakkında şu Bilgileri vermektedir:
“osmanlı coğrafyacılarından mehmed aşık’ın xvı. Yüzyılın sonlarında Yazdığı menazirü’1-evalim adlı eserinde trabzon yöresinde yaşayan Türk halkından önemli bir kısmın çepniler’den oluştuğu, yörenin batı Ve güney tarafındaki dağların da çepni dağları adını taşıdığı Yolunda bir kaydın bulunduğu bilinmektedir. Tahrir defterlerinden bu Çepniler’le ilgili mühim kayıtlar elde edilmektedir.
Birinci selim devrine ait (921 – 1515 – 1516 tarihli) bir defterde Çepniler’in yoğun bir şekilde yaşadıkları yer “vilayet-i çepni” adı İle ayrı bir idari yöre olarak gösterilmiştir. Bu yörenin, Defterdeki yer adlarından, giresun, torul ve görele arasındaki saha Olduğu anlaşılıyor. Özellikle kürtün kazasına tamamen çenpiler yerleşmişlerdir. Bununla beraber çepniler, trabzon-torul-vakf-ı Kebir arasındaki sahada da yaşamaktadırlar. Çepni yöresinde ozgur, kaya-dibi, kurtulmuş, yenice-hisar, seyyid, Çandarlu, alını-yuma, engezlü, firuzlu, halkalu, yakalkan, kilise, Kul çukuru, şaban, dikmeci, yamğurca, emürlü, sarban, uzun-dere, Kara-göncü, mürsellü, tana-deresi, derelü, ak-yuma, karınca gibi Büyük bir kısmı Türkçe adlar taşıyan kalabalık nüfuslu köyler Görülmektedir. Buradaki Çepniler tamamen toprağa bağlanmışlardır. Hıristiyanlar ise sahil şehirlerinde oturuyorlardı.
Çepni yöresi de tımar sistemine tabi olup dirlikler de genellikleÇepni beylerine verilmiştir. Örneğin busatlu (her halde ebü Saidlu’dan) adlı bir zeamet çepni beylerinden mehmed bey oğlu ali Yar bey’in tasarrufunda idi. Mehmed bey’in halil, ali han, himmet ve Nasuh adlı oğulları da tımar sahibi idiler. Yine çepni beylerinden Aydın bey oğlu halil, piri bey oğlu busad da tımara tasarruf ediyorlardı. Defterde tımar sahibi daha bir çok çepni beyinin adı Geçmektedir.
Bu çepni beylerinin yanında, özellikle eski zamanlarda din ve Tarikat adamlarının bulunduğu görülüyor. Mezkür defterde yakub Halife adlı bir tarikat adamının cami, zaviye ve sarp yerlerdeKöprüler yaptırmış “ehl-i velayet ve sahib-i keramet” bir kimse Olduğu ve Çepni beylerinden Süleyman bey’in, onun yaptırdığı cami İle ailesi için dört parça köy vakfettiği yazılıyor.
Süleyman halife adlı diğer bir çepni tarikat adamının da sarp birBoğazda köprü yaptırmış olduğu aynı defterde kaydediliyor. Yine Çepnilere bağlı bazı kişilerin da giresun, ordu ve Tirebolu Camilerinde imamlık, hatiplik ve cüzhanlık görevlerinde bulundukları Anlaşılıyor. Trabzon’un doğusunda bulunan yerlerdeki dirliklerden Bazılarının da çepniler’in elinde olduğu görülüyor.
Yine kanuni devrinde doğu anadolu’da, hatta ırak’taki kalelerde Gönüllü gediğinde görev yapan çokça çepni bulunduğu anlaşılıyor. Bunların çoğu Trabzon ve canik Çepnilerinden idi. 975 (1567) Yılında bayburt alaybeyinin de Çepniler ‘den olduğunu biliyoruz(5).”
Karadeniz bölgesi’nde böylesine önemli roller oynayan çepni boyu ile İlgili bilgiler xvııı. Yüzyıldaki belgelere de geçmiştir. Prof. Dr. Yusuf halaçoğlu’nun belirlediğine göre; “trabzon’da görele(parabolu) kazası halkından Çepniler, yerlerini terk ederek, 1732 Yılında espiye madeni çevresindeki bölgelere yerleşmişlerdi. Bununla beraber, bir süre sonra buradan kaldırılarak eski yerlerine Yerleştirilmişlerdir(6).”